Evet Tarih her zaman tekerrür etmez, yani siyasi arenada yıllar önce siyasi bir kişinin başına gelen mağduriyet daha sonra tekrarlandığında sonu aynı olmayabilir…
Ne demek istediğimi sanırım anladınız. Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllar önce Siirt’teki konuşmasında okuduğu bir şiirle 10 ay hapis cezası almıştı…
Yakın zaman sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurarak bugüne kadar tek parti iktidarını elinde tutan, iyi bir güç sergilemeyi başaran lider konumunda olmayı başardı…
Şimdi yakın geçmişe dönelim, geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu benzer bir durumla karşı karşıya kaldı. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “ahmak” dediği için yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı…
Baştan sona yanlış karar, bu ülkede bazıları ağza alınmayacak hakaret ve onur kırıcı kelimeleri kullanıp hiçbir şey olmazken, bu cezanın bu kadar dallanması siyasi yasağa kadar gitmesinin elbet sebepleri de bellidir…
Benim kafamı karıştıran durum farklı, bunu ilk ceza açıklandıktan sonraki hava ve atmosferden anladım, daha sonra başka basın mensubu kişiler tarafından da yazılınca aynı şeyleri düşündüğüme karar verdim…
Malum Haziran 2023’te aksi bir durum olmazsa çok önemli bir seçim var, bir tarafta İktidar ve mevcut Cumhurbaşkanı diğer tarafta 6 Muhalefet partisi liderinin tek yürek olarak çıktıkları 6’lı Masa var.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusu ya da kim olmalı sorusu ciddi anlamda kamuoyunda yer almakta, nedeniyse zaman daralıyor ve halkın artık Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını bilmek istemesi, mutlaka geç açıklanmasında bir sebep ya da yapılan ince hesaplar vardır…
Benim kanaatimce, CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhur Başkanı adayı olmak istiyor, buna kesin diyebiliriz ciddi bir ekibi var ve daha etkin bir muhalefet yapıyor. Çoğu zaman sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları İktidar tarafından rahatsızlık yaratması da artık muhalefette daha etkin olduğunun bir göstergesi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’nun cezası belli olduğunda dikkatler bir anda İyi Parti Genel Başkanı sayın Meral Akşener’e çevrildi… Bence bu kadar kendi adaylarını belirlemiş bir hava sergilememesini benim gibi birçok insan hoş bulmadı… Ayrıca verilen karar sanki bayram havasında geçiyor gibi algı oluştu insanlarda özellikle de İyi Partililer bu konuda CHP’lileri geçti dersem çok ta yanlış sayılmaz sanırım…
Kapalı kapılar arkasında ne olduğunu elbette bilemem, lakin CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir kenara koyarak açıkça benim adayım Ekrem İmamoğlu dedi, bunu birçok kitle anladı…
Yazımın başında da belirttim, bazı kesimler daha önce yaşanan siyasi mağduriyeti bu sefer Ekrem İmamoğlu’nun üzerinden vurgu yaparak ibreyi ona doğru yönelttiler. Ama ortada bir yanlışlık var!..
Ekrem İmamoğlu benim gözlemlediğim kadarıyla fazla öz güven sahibi bir siyasetçi, elbette dürüstlüğüne diyecek bir şey yok fakat bazı hatalı davranışlarıyla toplumun gözünde zannedildiği gibi bir algısı da olmayabilir…
Recep Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu yan yana geldiğinde halk bazındaki bazı tutum ve davranışları ya da millete verdiği mesaj aynı olmayabilir…
Size bir örnekle ne demek istediğimi anlatayım, 2020 yılında yaşanan Elazığ Depremi’nde deprem bölgesinden sonra ailesiyle kayak tatili yapması çok eleştirilmişti, elbette hakkıydı ama zamanlama siyasi anlamda yüksek hedefleri olan biri için tam bir çuvallamaydı ve bu durum millet tarafından unutulmadı. Ardından yaptığı açıklama daha da halktan kopuk bir siyasi düşüncesi olduğunu da gösteriyor gibiydi….
Cumhurbaşkanı olmak çok farklı bir meziyet olmalı, Devlet Adamı ve Halkın Adamı olmalı.
6’lı masa eğer gerçekten 2023 Haziran seçimlerine iyi bir adayla çıkmak istiyorsa sadece mağdur bir siyasi üzerinde değil, Devlet ve Millet inancını aldığı bu ağır görevin altında ezilmeden kalkabilecek birini çıkartmalı.
Ayrıca bir dip not, hiç kimse kırılmasın bugün İyi Parti varsa bunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ve ekibine borçlular, en can alıcı zamanda yanlış hamle yaparak birlikte yola çıktıkları insanları yarı yolda bırakmamaları gerektiğini de unutmamalılar…