Pazarlık masasına ilettiğimiz konular en küçük bir müzakereye dahi tabi
tutulmadı….
Türkiye Kamu-Sen olarak ısrarla üzerinde durduğumuz ve kırmızı çizgimiz şeklinde ifade
ettiğimiz refah payı, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, en düşük
dereceli memur maaşının ifade edildiği üzere 22 bin TL’ye yükselmesi için aradaki farkın
tüm memur maaşlarına yansıtılması, 8 bin 77 TL’lik ödemenin taban aylığa yansıtılarak
emekli maaşlarının hakkaniyetli bir düzeye ulaştırılması, yardımcı hizmetler sınıfı
personelinin genel idare hizmetleri sınıfına alınması, başta kira yardımı olmak üzere
ülkemizdeki sosyo-ekonomik yapıya uygun yeni sosyal yardım kalemlerinin belirlenmesi,
mevcut yardımların yükseltilerek kamu çalışanlarının ve aile fertlerinin durumlarına uygun
sosyal yardımlardan etkin bir biçimde faydalanmalarının sağlanması, kamu çalışanlarına
da bayram ikramiyesi verilmesi, mühendis, avukat, akademisyen, şef, tekniker, teknisyen
ve benzer meslek grubu çalışanlarımızın özlük haklarının ilerletilmesi, gelir vergisi
oranlarının %15’e sabitlenmesi konuları başta olmak üzere çözüm yollarını da sunarak
pazarlık masasına ilettiğimiz konuların en küçük bir müzakereye dahi tabi tutulmadan
toplu sözleşme sürecinin sonuna gelinmesi kabul edilemez bir tutum olmuştur. Bu durumun sorumlusu, kamu işveren tarafının bu yaklaşımına tepkisiz kalarak
yaşananlara çanak tutan yetkili konfederasyon ve sendikalarıdır. Yaşanan bu kısır döngü;
çözüm üretemeyen toplu sözleşme sisteminin değişmesi ve etkin bir toplu pazarlık
sistemine geçilmesi konusundaki taleplerimizin ne denli yerinde olduğunu ortaya
koymaktadır. Ne yazık ki, geride kalan 6 toplu sözleşmede olduğu gibi 7. Dönem Toplu
Sözleşme Görüşmeleri de yetkili konfederasyonun basiretsizliği ve iş bilmezliği ile heba
edilmek üzeredir. Yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız…!!
Türkiye Kamu-Sen olarak 25 milyon vatandaşımızın hiçbir sorununun tartışılmadığı,
hayati önem taşıyan yüzlerce konunun gündeme dahi getirilmediği, kamu çalışanlarının
beklentilerini karşılamaktan uzak kalan, enflasyon tahminin bile altındaki maaş artış
teklifleriyle gelinen ve yalnızca yasak savmak adına yapılan toplu sözleşme görüşmesine
katılmayacak, yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız. 32 Yıldır olduğu gibi bundan sonra da kamu çalışanlarının gerçek savunucusu olarak
çalışan ve emeklilerimizin kendileri ve aileleri için hak ettikleri refah seviyesinde bir
yaşama ulaştırılması için her yerde, her zaman ve her zeminde etkili mücadelemizi
sürdürecek, milyonların gür sesi olmaya devam edeceğiz"
tutulmadı….
Türkiye Kamu-Sen olarak ısrarla üzerinde durduğumuz ve kırmızı çizgimiz şeklinde ifade
ettiğimiz refah payı, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, en düşük
dereceli memur maaşının ifade edildiği üzere 22 bin TL’ye yükselmesi için aradaki farkın
tüm memur maaşlarına yansıtılması, 8 bin 77 TL’lik ödemenin taban aylığa yansıtılarak
emekli maaşlarının hakkaniyetli bir düzeye ulaştırılması, yardımcı hizmetler sınıfı
personelinin genel idare hizmetleri sınıfına alınması, başta kira yardımı olmak üzere
ülkemizdeki sosyo-ekonomik yapıya uygun yeni sosyal yardım kalemlerinin belirlenmesi,
mevcut yardımların yükseltilerek kamu çalışanlarının ve aile fertlerinin durumlarına uygun
sosyal yardımlardan etkin bir biçimde faydalanmalarının sağlanması, kamu çalışanlarına
da bayram ikramiyesi verilmesi, mühendis, avukat, akademisyen, şef, tekniker, teknisyen
ve benzer meslek grubu çalışanlarımızın özlük haklarının ilerletilmesi, gelir vergisi
oranlarının %15’e sabitlenmesi konuları başta olmak üzere çözüm yollarını da sunarak
pazarlık masasına ilettiğimiz konuların en küçük bir müzakereye dahi tabi tutulmadan
toplu sözleşme sürecinin sonuna gelinmesi kabul edilemez bir tutum olmuştur. Bu durumun sorumlusu, kamu işveren tarafının bu yaklaşımına tepkisiz kalarak
yaşananlara çanak tutan yetkili konfederasyon ve sendikalarıdır. Yaşanan bu kısır döngü;
çözüm üretemeyen toplu sözleşme sisteminin değişmesi ve etkin bir toplu pazarlık
sistemine geçilmesi konusundaki taleplerimizin ne denli yerinde olduğunu ortaya
koymaktadır. Ne yazık ki, geride kalan 6 toplu sözleşmede olduğu gibi 7. Dönem Toplu
Sözleşme Görüşmeleri de yetkili konfederasyonun basiretsizliği ve iş bilmezliği ile heba
edilmek üzeredir. Yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız…!!
Türkiye Kamu-Sen olarak 25 milyon vatandaşımızın hiçbir sorununun tartışılmadığı,
hayati önem taşıyan yüzlerce konunun gündeme dahi getirilmediği, kamu çalışanlarının
beklentilerini karşılamaktan uzak kalan, enflasyon tahminin bile altındaki maaş artış
teklifleriyle gelinen ve yalnızca yasak savmak adına yapılan toplu sözleşme görüşmesine
katılmayacak, yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız. 32 Yıldır olduğu gibi bundan sonra da kamu çalışanlarının gerçek savunucusu olarak
çalışan ve emeklilerimizin kendileri ve aileleri için hak ettikleri refah seviyesinde bir
yaşama ulaştırılması için her yerde, her zaman ve her zeminde etkili mücadelemizi
sürdürecek, milyonların gür sesi olmaya devam edeceğiz"