Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın
43’üncü konuşmacısı ‘Bor’un Ar-Ge Faaliyetleri ve BOREN’ başlıklı söyleşiyle TENMAK BOR
Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdulkerim Yörükoğlu oldu. Moderatörlüğünü Pamukova
Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Fatih Sönmez’in üstlendiği söyleşide Bor’un Türkiye
açısından stratejik önemi, kullanım alanları, dünyada yürütülen araştırma çalışmaları, BOREN’in
Ar-Ge faaliyetleri ve Bor’un katma değerinin artırılmasına yönelik planlanan çalışmalar ele alındı.
Program üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den izlenebiliyor.
Rezervin yüzde 73’ü Türkiye’de
Bor’un Türkiye açısından stratejik bir kaynak olduğunu kaydeden TENMAK Bor Araştırma
Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdulkerim Yörükoğlu, “Çünkü dünya bor rezervinin yüzde 73’ten
fazlası ülkemizde bulunuyor. Balıkesir, Bursa, Kütahya ve Eskişehir bölgesi ülkemizin bor
havzası. Enstitü olarak Bor’a hak ettiği değeri katabilmek için Ar-Ge çalışmaları yapıyor ve katma
değer sağlayacak çalışmalar gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Bor enteresan bir element.
Periyodik tablodaki bütün elementlerle bileşik yapma özelliğine sahip. O nedenle bugün dahi
keşfedilmemiş bileşikler söz konusu. Birçok malzemenin yapısına girerek farklı özellikler ortaya
koyuyor. Geniş bir kullanım alanına sahip. Bor’u özel bir kanunla sadece devlet işletebiliyor.
Bunu devlete bağlı Eti Maden şirketi yapıyor. Şu anda Eti Maden 22 Bor bileşiğini tesislerinde
üretiyor ve dünyaya ihraç ediyor” diye konuştu.
Bor sanayinin tuzudur
Dünya Bor pazarının yüzde 65’inin Türkiye’nin elinde olduğu bilgisini veren Yörükoğlu, “Bor
satışından yılda 1,3 milyar dolar gelir elde ediyoruz. Dünyadaki diğer ülkeler bizden Bor
kimyasallarını alarak başka Bor bileşikleri üretiyor. Bizim BOREN olarak, üniversiteler olarak,
araştırmacılar, akademisyenler ve özel sektör olarak Bor bileşiklerini üretebildiğimiz derecede ona
değer katabiliyoruz demektir. Aksi takdirde Bor’u yarı mamul olarak satmaktan ileri gidemeyiz.
Biz enstitü olarak birçok Bor bileşeni ürettik, üretemediklerimizi de kendimize ödev edindik ve
bunlar üzerinde çalışıyoruz. Bor’u sanayinin tuzu olarak tanımlıyoruz. Özellikle camla akraba ve
ilgili sektörde çok fazla kullanılıyor. Cama ısıya dayanıklılık veriyor. Seramik, tarım, kimya,
malzeme, inşaat, nükleer enerji, askeri teknolojiler ve sağlık sektörleri de yoğunlukla kullanıldığı
başka alanlar.”
Gençlerin ilgisi artırılmalı
Bor’a hak ettiği değeri verebilmek için gerekli bilgi ve teknoloji transferinin yapılması gerektiğini
vurgulayan Yörükoğlu, “Bu da üniversitelerden ve araştırma kurumlarından geçiyor. Özellikle
gençlerin Bor’a karşı ilgilerinin artmasını istiyoruz. Bu nedenle stajyer sayımızı elimizden geldiği
kadar geniş tutmaya çalışıyoruz. Onların böyle bir imkân ve ortamda çalışmaları bizim için
önemli. Enstitümüzde onları bilfiil çalıştırıyoruz. Kenarda oturtmuyoruz. El becerisini ve olaylara
vakıf olma durumlarını da ele alarak maksimum düzeyde faydalanmaya çalışıyoruz.
Akademisyenlerimizin de zihinlerindeki projelerle ilgili bizimle temasa geçmelerini istiyoruz.
Zaten oluşturduğumuz yeni bir organizasyon üzerinden Bor ile ilgili yeni bir proje çağrısına
çıkacağız. Bunun dışında da öncelediğimiz konularla ilgili bir miktar yol alınmış, bilgi ve veri
üretilmiş projelerde ikili iş birliği şeklinde çalışmalar yürütebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
43’üncü konuşmacısı ‘Bor’un Ar-Ge Faaliyetleri ve BOREN’ başlıklı söyleşiyle TENMAK BOR
Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdulkerim Yörükoğlu oldu. Moderatörlüğünü Pamukova
Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Fatih Sönmez’in üstlendiği söyleşide Bor’un Türkiye
açısından stratejik önemi, kullanım alanları, dünyada yürütülen araştırma çalışmaları, BOREN’in
Ar-Ge faaliyetleri ve Bor’un katma değerinin artırılmasına yönelik planlanan çalışmalar ele alındı.
Program üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den izlenebiliyor.
Rezervin yüzde 73’ü Türkiye’de
Bor’un Türkiye açısından stratejik bir kaynak olduğunu kaydeden TENMAK Bor Araştırma
Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdulkerim Yörükoğlu, “Çünkü dünya bor rezervinin yüzde 73’ten
fazlası ülkemizde bulunuyor. Balıkesir, Bursa, Kütahya ve Eskişehir bölgesi ülkemizin bor
havzası. Enstitü olarak Bor’a hak ettiği değeri katabilmek için Ar-Ge çalışmaları yapıyor ve katma
değer sağlayacak çalışmalar gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Bor enteresan bir element.
Periyodik tablodaki bütün elementlerle bileşik yapma özelliğine sahip. O nedenle bugün dahi
keşfedilmemiş bileşikler söz konusu. Birçok malzemenin yapısına girerek farklı özellikler ortaya
koyuyor. Geniş bir kullanım alanına sahip. Bor’u özel bir kanunla sadece devlet işletebiliyor.
Bunu devlete bağlı Eti Maden şirketi yapıyor. Şu anda Eti Maden 22 Bor bileşiğini tesislerinde
üretiyor ve dünyaya ihraç ediyor” diye konuştu.
Bor sanayinin tuzudur
Dünya Bor pazarının yüzde 65’inin Türkiye’nin elinde olduğu bilgisini veren Yörükoğlu, “Bor
satışından yılda 1,3 milyar dolar gelir elde ediyoruz. Dünyadaki diğer ülkeler bizden Bor
kimyasallarını alarak başka Bor bileşikleri üretiyor. Bizim BOREN olarak, üniversiteler olarak,
araştırmacılar, akademisyenler ve özel sektör olarak Bor bileşiklerini üretebildiğimiz derecede ona
değer katabiliyoruz demektir. Aksi takdirde Bor’u yarı mamul olarak satmaktan ileri gidemeyiz.
Biz enstitü olarak birçok Bor bileşeni ürettik, üretemediklerimizi de kendimize ödev edindik ve
bunlar üzerinde çalışıyoruz. Bor’u sanayinin tuzu olarak tanımlıyoruz. Özellikle camla akraba ve
ilgili sektörde çok fazla kullanılıyor. Cama ısıya dayanıklılık veriyor. Seramik, tarım, kimya,
malzeme, inşaat, nükleer enerji, askeri teknolojiler ve sağlık sektörleri de yoğunlukla kullanıldığı
başka alanlar.”
Gençlerin ilgisi artırılmalı
Bor’a hak ettiği değeri verebilmek için gerekli bilgi ve teknoloji transferinin yapılması gerektiğini
vurgulayan Yörükoğlu, “Bu da üniversitelerden ve araştırma kurumlarından geçiyor. Özellikle
gençlerin Bor’a karşı ilgilerinin artmasını istiyoruz. Bu nedenle stajyer sayımızı elimizden geldiği
kadar geniş tutmaya çalışıyoruz. Onların böyle bir imkân ve ortamda çalışmaları bizim için
önemli. Enstitümüzde onları bilfiil çalıştırıyoruz. Kenarda oturtmuyoruz. El becerisini ve olaylara
vakıf olma durumlarını da ele alarak maksimum düzeyde faydalanmaya çalışıyoruz.
Akademisyenlerimizin de zihinlerindeki projelerle ilgili bizimle temasa geçmelerini istiyoruz.
Zaten oluşturduğumuz yeni bir organizasyon üzerinden Bor ile ilgili yeni bir proje çağrısına
çıkacağız. Bunun dışında da öncelediğimiz konularla ilgili bir miktar yol alınmış, bilgi ve veri
üretilmiş projelerde ikili iş birliği şeklinde çalışmalar yürütebiliyoruz” ifadelerini kullandı.